Kelâmbaz

Türk Tarihinin En Uzun 10 Yılı: İttihad Terakki

Yakın tarihimizin en kritik safhası, şüphesiz 20. asrın başına tarihlenen İttihad ve Terakki Partisi’nin hükmettiği devirdir. Bu devir öyle bir devirdir ki; artık hiçbir şey eskisi gibi olmamıştır. O devirde yürütülen politika bırakın o zamanı günümüzde dahi tesirlerini devam ettirmektedir.

İttihad ve Terakki Cemiyeti kendisinden sonra dahi hemen her kırılmada bir nevi gizli özne vazifesi icra etmiştir. Yakın tarihimizdeki kafa karışıklıklarının, akıllardaki tenakuzların asıl sebebi de takriben 10 yıl süren bu devrin hakkıyla anlaşılamamasıdır. Bu meseleler üzerine tarihçiler kitap ve makalelerinde akademik olarak uzun tahliller yapmışlardır. Lakin bu eserler hem avama hitab etmediği hem de pek çoğu meseleyi ideolojik endişelerle ele aldığı için hadiselerin doğru bir şekilde anlaşılmasını imkansız kılmıştır.

O sebeple meşhur bazı siyasetçilerimizin bu mesele hakkındaki videolarını yazıya dökerek ve yazıya haritalar da ilave ederek meselenin anlaşılmasını bir nebze kolaylaştırmak istedim.

1900 tarihli Almanların çizdiği Osmanlı haritası

İlk olarak Turgut Özal’dan başlayalım. Eski Cumhurreis ve devlet adamı Turgut Özal Bey şöyle diyor;

”1930 yıllarda ben ilkokul son sınıftayım. Tabii o zaman bizi bambaşka yetiştiriyorlar. Yaşıtlarım herhalde o dönem okutulanları hatırlayacak. Bir Türk’ün 10 düşmana bedel olduğunu, bir Türk’ün dünyaya bedel olduğunu ve daha birçok şeyler öğrendik. Ama kendi ufak dünyamızda, kendi çapımızda öğrendik. Dış dünyadan bihaberdik. Rahmetli dedem o sırada bize misafirliğe gelmişti. O da gençliğinde İstanbul’da bulunmuş Sultan II. Abdülhamit zamanında… Okuduğum tarih kitabında ‘Kızıl Sultan’ diyor, II. Abdülhamid için. Ben de okuyorum, o da dinliyor. Dedem de ‘bunların hepsi yalan, size yanlış şeyler öğretiyorlar’ dedi. Ben de dedim ‘Dede sen mi iyi bileceksin, yoksa kitap mı iyi bilecek?’

Aradan seneler geçti yurtdışına gittik. Orada da bazı kitaplar edinmiştik. Orada da bu konular hakkında araştırmalar yaptım. Yurtiçinde kenarda köşede ufak tefek, kırıntı gibi gelen -o sırada çok sarih değil- bilgiler var. Baktım ki dedem haklı. Kendi kendime de sordum. Şu tarihi anlatmanın tersliğine bakın. Bu zata Kızıl Sultan demişler. Devrine bakıldığı zaman hemen hemen bir karış toprak parçası vermemiş. Siyaseten fevkalade ülkeyi idare etmiş. Demiryolları, okulları yapmış. Çok sayıda icraatı var. Ondan sonra İttihat Terakki gelmiş. Birlik ve gelişme yani [kelime manası]. 1909 ile 1918 yılları arasında koskoca imparatorluk bozuk para gibi harcanmış. Şimdi birisi Kızıl Sultan, öbürleri hürriyet kahramanı öyle mi?” (video linki için tıklayınız.)

Yine yakın tarihimizin meşhur siyaset adamlarından Alparslan Türkeş’in bir videosunda geçen şu yorumları dikkate değerdir;

“…İttihad ve Terakki Fırkası var yakın tarihimizde. Enver Paşalar, Talat Paşalar, Cemal Paşalar var. Birçokları bunları çok beğenirler. “Çok dürüst ve doğru adamlardı” diyor. “Bak Enver paşa gitti Türkistan’da şehit oldu” diyor. Ama koca Osmanlı Devletini yıktıktan sonra neye yarar?

Alparslan Türkeş'in İttihat-Terakki ve Liderleri Hakkındaki Görüşleri -  YouTube

1908’de geldi İttihat ve Terakki iktidar oldu. Onlar iktidar olduğu zaman. Arnavutluk Osmanlı Devletine bağlıdır. Osmanlı Devletinin sınırları Adriyatik denizindedir. Rumeli bizim elimizdedir. Selanik, Manastır, Niş ve Kosova hepsi bizim idaremizdedir. Libya ve Çad bizdedir. Yani sınırlarımızın bir ucu Afrika’nın ortasında, ekvator çizgisindedir. Arabistan ve Yemen bizdedir. Yani Osmanlı Devletinin bir ucu Hint okyanusundadır 1908’de. 10 sene sonra 1918’de hepsi gitmiştir. Anadolu da işgale uğramıştır ve tehlikededir. İşte İttihat ve Terakki, işte Enver paşa. İşte Talat ve Cemal paşa. Efendim işte “Çok vatansever ve çok dürüsttüler. Hırsız değillerdi, bilmem ne değillerdi..” Ama komitacıydılar. Komitacılık ile Devlet adamlığı farklı şeylerdir. Bize akıllı ve ileriyi gören Devlet adamı lazım. Milletini tanıyan, tarihini bilen kudretli Devlet adamı lazım.” (video linki için tıklayınız. )

1918 haritası

Yukardaki harita İttihadçıların yurtdışına kaçtıklarındaki sınırlarımızı, aşağıdaki harita ise İttihadçıların idareyi ele aldıklarındaki sınırlarımızı göstermektedir.

1909 tarihli Osmanlı Haritası (Sultan II. Abdülhamid devri)

Yakın tarihin en enteresan siyasetçilerinden birisi olan LDP eski genel başkanı Besim Tibuk da İttihad ve Terakki Cemiyeti hakkında şu cümleleri kurmaktadır;

“En önemli milliyetçilik, akıl milliyetçiliğidir. Gerçek milliyetçiler akıllı olmaya mecburdur. Çünki milliyetçi olarak ne istiyoruz ülkemizin refahının iyi olmasını, daha müreffeh daha onurlu olmasını istiyoruz. Milliyetçilikte size 2 örnek vereyim. İttihad ve Terakkiyi kuranlar büyük milliyetçilerdir. Ve İttihad ve Terakki milliyetçiliğin Türkçülüğün başıdır. Onlar milliyetçilik deyince titriyorlardı.

Liberal Demokrat Parti on Twitter: "Kurucu Genel Başkanımız Besim Tibuk'un  77. Doğum gününü kutluyoruz. Asabı bozuk adamların yarını yaşayan başkanı!  @besimtibuk #liberaldemokratparti #besimtibuk #nicesenelere #doğumgünü  https://t.co/GJF3k5eJhL" / Twitter
Besim Tibuk Bill Clinton ile

Bir Enver Paşa kadar namuslu milliyetçi adam var mı? Ne oldu biliyor musunuz memleketi batırdı, mahvetti. Türk insanına Enver Paşa’dan daha zararlı bir insan yoktur. Herhangi bir Rus çarı bile yoktur. Çar Deli Petro bile yoktur. Türk insanını yaktı yıktı sonra kendisi de Orta Asya çöllerinde helak oldu gitti. Yüreği memleket sevgisiyle dolu ama akıl kısmı eksik. Bugün Balkan Harbini bilmiyorsunuz, bir okuyun. Ağlarsınız. Balkan Harbi’nde Selanik’in gitmesi Osmanlı’da inanılmayacak bir olaydı. Selanik Osmanlı’nın gözbebeği. Selanik gidecek deyince insanlar Osmanlı da yıkılır zannederlerdi……….. Akıllı bir insan I. Dünya Savaşına girer mi? Telef olduk. Sarıkamış’ta 95 bin kişi donuyor adam diyor ki; ‘Türkler daha çok gençler yetiştirir.’ Söylemesi kolay……” (video linki için tıklayınız. )

Netice

Netice olarak günümüzde insanımızın yakın tarih telakkisinde kafasında 2 harita vardır. Birisi yukarda da geçen Anadolu’nun çoğunun işgalde olduğu 1918 haritası, diğeri ise 1923 yılındaki günümüz haritasıdır. Halbuki tarihi bu 2 harita üzerinden okursak hataya düşeriz ve faturayı yanlış adreslere keseriz. [Misal olarak; günümüzde çokça dile getirilen ve Cumhuriyet döneminde ödenen Osmanlı Borçlarından kasıt da İttihad Terakki Cemiyetinin hakim olduğu devirde alınan borçlardır. Yani borçların ekserisi Osmanlının değil, İttihad Terakki Cemiyeti’nin girdiği dış borçlardır. Bkz. “Şu Osmanlı Borçları Meselesi”]

Sultan Abdülhamid Han devrindeki 1909 haritasında da görüleceği üzere sınırlarımızın bir ucu Adriyatik Denizine, bir ucu Hint Okyanusu’na dayanmaktadır. Ve devletimiz o zaman dünyanın en güçlü 5 devletinden birisidir. Peki 1909 senesinde bu kadar güçlü olan bu devletimiz, 1918 senesinde aradan 10 sene bile geçmeden bırakın Libya’yı, Makedonya’yı, Yemen’i; başşehrini hatta Anadolu’yu bile kaybetme safhasına nasıl gelmiştir? Yorum siz kıymetli okuyucunundur.

Mevzuya Dair Başka Tavsiye Yazılar:

Tarihi Kim Yazar?

Yenen İyiler, Yenilen Kötüler

Sayı Doğrusundaki Tarihi Hakikat

Ahmet Faruk Şenkaya

Ahmet Faruk Şenkaya

İlahiyat fakültesi mezunu,
Yazı yazmasının sebebi; yazarken hem kendisi birşeyler öğrenmek hem de öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmak,
Herhangi bir iddiası yok.

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!