Kelâmbaz
Unutulan Sicilya Müslümanları

Unutulan Sicilya Müslümanları

Orta Çağ Avrupası’na bu kadar tesir eden Sicilya Müslümanlarının hiç alaka görmemesi hayreti muciptir. Endülüs gibi acıklı bir tarihe sahip olmaması belki de ada tarihini unutmamıza sebeptir. Bununla birlikte Endülüs’te yetişen alim sayısının ve hakimiyet müddetinin fazla olması Endülüs medeniyetine olan rağbeti arttırdı.

Müslümanlar için ehemmiyet arz eden, bilhassa galibiyeti hatırlatan, belli başlı tarihler ezbere bilinir. Menfi neticelenen hadiseler ise, bir o kadar göz ardı edilir. Halbuki tarihte cereyan etmiş olan mühim hadiseleri bilmek elzemdir. Ne gariptir ki 1091 tarihi birçok Müslüman için bir şey ifade etmemektedir. Akdeniz’in en büyük adası olan Sicilya, tarih boyu muhtelif milletlere ev sahipliği etmiştir. Fakat Müslümanların bu adayı 200 seneden ziyade idare ettiğini çok az kişi bilir. Hazreti Osman (radıyallahü anh) devrinden itibaren, defaatle adayı muhasara eden Müslümanlar, 831 senesinde Palermo şehrini ele geçirerek, hedeflerine ulaştılar. İfrikiye (Mağrib) Müslümanlarının payitahtı olan bu güzide şehir artık edipleri ve âlimleriyle tanınacaktı.

Her millette olduğu gibi, Müslümanlar da gittikleri yere mimarisini götürmüştür. Bugün dahi Sicilya’da İslam mimarisini müşahede etmek mümkündür. Cappella Palatina olarak bilinen Şapelin Arabi kitabesi, Chiesa di San Cataldo kilisenin mukarnasları ve Palermo Katedrali’nin arabeskleri en meşhurlarıdır. Ayriyeten İslam Sanat Müzesi (Museo d’arte islamica) olarak kullanılan Palermo Sarayı, Palazzo dei Normanni (Kral Sarayı), San Giovanni degli Eremiti kilisesi ve Santa Maria dell’Ammiraglio kilisesi şehre Endülüs havası katmaktadır. Müslümanların tesiri yalnızca mimariyle kalmamıştır. Devrin birçok ilim adamlarına ev sahipliği yapan Palermo, ismini tarihe altın harflerle yazdırmıştır.

Palermo Katedrali’nin arabeskleri

İmam Mâlik’in talebesi olan meşhur âlim Esed bin Furad (m. 828) Sicilya adasını kuşatmış ve Siraküza (Syracuse) şehrinde şehit düşmüştü. Bugün limonuyla meşhur olan Sicilya (Sakliyye) adası, mazide Sementari (m. 1071) gibi büyük bir âlime ev sahipliği de yapmıştır. Din ve alet ilmine vâkıf olan bu zât Sicilya’nın Sementar köyünde dünyaya gelmiştir. Pek çok hususta eseri vardır, fakat en meşhuru Menâkıb-i İmâm-ı a’zam eseridir. Maliki mezhebinin büyük âlimlerinden İmam Mazeri (m. 1141) tıp alanında ihtisas sahibi olduğundan Sicilya halkının gönlünü kazanmış ve günümüze kadar ismini taşımıştır. Öyle ki doğum yeri olan Mazara del Vallo köyünde ufak bir meydana “Piazza İmam Al Mazari” ismi verilmiştir.

Unutulmaması gereken bir başka isim ise İbn-i Zafer Sakli’dir (m. 1170). Meşhur filozof Machiavelli’den seneler önce yaşamış olan bu zât, Sülvanül muta fi udvanil etba adlı eseriyle hayli insana tesir etmiştir. Eserinde hükümdara ve maiyetine nasihatler vermekte, iyi bir devlet adamının vasıflarını saymaktadır. Osmanlı şeyhülislamlarından Halil Efendizade tarafından Türkçeye tercüme edilmiş ve Tercüme-i Sülvân-ı Mutâ’ ismini almıştır. Eseri yakın dostu Emir el-Kureşi’ye ithafen yazmıştır. Machiavelli’nin de bu eseri okuduğu kuvvetle muhtemeldir. Zira eser hem adada hem de hariçte nâm salmıştı. Muhtelif beldelerde tab edilen eser, müsteşrik Michele Amari tarafından 1851 senesinde İtalyancaya tercüme edilmiş, ertesi sene bu tercümeden İngilizce çevirisi yapılmıştı. Amari’nin iki cild halinde neşrettiği Biblioteca Arabo-sicula eseri en az Solwan eseri kadar meşhurdur. Eserlere aşağıdaki arşiv linklerinden ulaşılabilir:
Solwan; Or, Waters of Comfort by Ibn Zafer, (1852)
Biblioteca Arabo-sicula, (1880)

Lisan hususunda da adaya tesir eden Müslümanlar günümüz İtalyancasına hayli kelime kazandırmıştır. Misal olarak:

İtalyancaArapçaTürkçe
magazzinoمخزن (mahazin)Ambar
tazzaطاسة (tasa)Tas
meschinoمسكين (miskin)Miskin
Joseph Frederic Privitera’nın “Sicilian: The Oldest Romance Language” eserine göre Sicilyacada 303 Arapça kökenli kelime vardır.
La Zisa Mukarnası

Sarazen olarak tesmiye edilen Sicilya Müslümanları adaya sadece ilim sahasında değil, iktisat ve çiftçilik sahalarında da miras bırakmışlardır. Doğru sulama metoduyla ada istihsaline limon, portakal, hurma ve karpuz gibi bir çok meyve kazandırdılar. Adanın maddi olarak da ihyasına yardımcı olan Müslümanlar, Normanların 999 senesinde başlayan Güney İtalya istilasıyla tedricen zayıflama dönemine girdiler. 1091 yılında Sicilya’yı tamamen ele geçiren Normanlar, Müslümanlardan aldıkları saray teşkilatı, resmî yazışma usulleri, ordu düzeni, para basma kaideleri ve divan teşkilatını kendilerine adapte ederek, Avrupa’ya taşıdılar. Sicilya Müslümanlarının bir kısmı adada hayatlarını idame ettirirken bir kısmı ise hicret etmek zorunda kaldılar. Camilerin kiliseye çevrilmesi ve Müslüman nüfusun azalmasıyla İslam medeniyeti adadan tamamen silindi.

Yazarın Bazı Yazıları:

Almanya’daki Türk Mezarı

Hicaz’ın Aynası

Avrupa Burçları

İlyas Ünlü

Marmara İlahiyat ve Ruhr-Üniversitesi Şarkiyat mezunu
Muallim

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!