Kelâmbaz

Abdülhâlık-ı Gucdüvânî Hazretleri’nden Kıymetli Nasihatler

Tam adı “Reşahât-ı Aynü’l-Hayât” [Hayat Pınarından Sızıntılar] olan Reşahât kitabı, Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin oğlu Fahreddîn Alî Safî’nin (v. 1532) Nakşibendî tarikatına dair yazdığı bir tasavvuf kitabıdır. Alî Safî, 1484-1488 tarihlerinde şeyhi Ubeydullah Ahrâr Hazretleri’nin (v.1490) sohbetlerine katılarak duyduklarını not ettiğini, 1503’te bu bilgileri Nakşibendiyye’ye mensup diğer şeyhlerden duyduğu ve mu’temed eserlerden derlediği malumatla beraber bir kitap haline getirdiğini, asıl gayesinin Ubeydullah Ahrâr Hazretleri’nin hayatını ve menkıbelerini anlatmak olduğunu, esere verdiği “Reşehât” adının eserin tamamlandığı hicrî 909 (1503) yılıyla alâka-bahş bir surette örtüştüğünü ifade eder. 1585 senesinde Şerif Abbâsî tarafından Türkçe’ye tercüme edilen Reşahat, devr-i matbaada defaatle de basılmıştır.

Kitapta, Abdülhâlık-ı Gucdüvânî [v.1220] Hazretleri’nin kıymetli nasihatlerinin olduğu bir kısmı Latinize ediyoruz:

Abdülhâlık-ı Gucdüvânî Hazretleri’nin âdâb-ı tarîkatde bir vasıyyetnâmeleri vardır ki, kendilerinin ferzend-i ma‘nevîleri [manevi oğulları] Hoca Evliyâ-ı Kebîr içün yazmışlardır. Ol nâme-i nâmî[o meşhur name] ve ol sahîfe-i kirâmî [o ulu sayfa], envâ‘-ı fevâid-i cezîle [çok çeşitli faideler] ve esnâf-ı ‘avâid-i celîleyi [pek güzel getirileri] müştemildir ki her fıkrasında münderic olan dürer-i me‘ânî-i âliye [inci misali yüce manalar], sermâye-i sâlikân ve her kelimesinde mündemic olan cevâhir-nesâyih-i sâmiye [kıymetli mücevher misali nasihatler], güşvâre-i gûş-i zinde-dilândır [gönlü diri olanların kulaklarına küpedir]. Ve ol vesâyâdandır ki bu birkaç fıkra ki teyemmün ve teberrük tarîkiyle zikr olunur:

Reşahat kitabında, Abdülhalik-i Gucdüvânî Hazretleri’nin Vasiyetinin Başladığı Kısım

Buyurmuşlardır ki:

• “Vasiyyet eylerim sana ey oğul ki, cemî-i hâlde ilim ve edeb ve takvâ üzere olasın ve âsâr-ı selefi tetebbü eyleyesin [eski ulema ve evliyanın bıraktığı eserleri okuyup inceleyesin ve tatbik edesin] ve sünnet ve cemaate mülâzım olasın [devamlılık gösteresin] ve fıkıh ve hadis öğrenesin ve câhil sofulardan perhîz eyleyesin.

• Hemîşe [daima] namazı cemaatle kılasın ol şartla ki imam ve müezzin olmayasın ve hergiz [asla] şöhret taleb eyleme ki şöhretde afet vardır ve bir mansab ile mukayyed olma ve padişah ve padişah-zâdelere musâhip olma.

• Çok simâ eyleme ki ziyade simâ, filhâl nifâk peydâ eyler ve simâın çokluğu gönül öldürür. Simâı inkar eyleme ki simâın eshabı çoktur.

• Az söyle, az ye, az uyu ve halkdan kaç arslandan kaçdıkları gibi ve daima halvetinde ol ve taze oğlanlar ile ve avretler ile ve mübtedi’ler [bidat sahipleri] ve ganîler [zenginler] ile ve âmîler [düşük tıynetliler] ile sohbet etme.

• Helal ye ve şüpheden perhîz et. Çok gülme ve kahkaha ile gülmekden ictinâb eyle ki çok gülmek gönlü öldürür.

• Ve gerekdir ki herkese şefkat gözüyle bakasın ve hiçbir ferdi hakîr görmeyesin.

• Kendi zâhirini bezeme ki zâhir bezemek, bâtın harablığındandır.

• Halk ile mücadele eyleme ve kimseden nesne isteme ve kimseye hizmet buyurma ve şeyhlere mal ile ve ten ile ve can ile hizmet eyle ve onların ef’âline inkâr eyleme ki onların münkiri [inkar edicisi], hergiz [asla] felah bulmaz.

• Dünyaya ve ehl-i dünyaya mağrur olma. Gerekdir ki senin gönlün daima enduh [tasa(ahiret tasası)] ile dolu ola ve bedenin bîmâr [hasta] ola ve gözün giryân [ağlayan] ola ve amelin hâlis ola ve duân tazarru’ [içten yakarış] ile ola ve yoldaşın derviş ola ve mayan fıkıh ola ve evin mescid ola ve mûnisin Hak Te’âlâ ola.

Emir Ali Demirel

Emir Ali Demirel

Elektronik Müh. Tarih-Sanat Tarihi, Kültürel Seyahatler&Fotoğrafçılık

emiralid.blogspot.com

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!