Kelâmbaz

Kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha başarılı olması üzerine bir mütalaa

Kız öğrenciler okul derslerinde ve imtihanlarında daha başarılı. Bu hakikat, çeşitli araştırmalarda sürekli karşımıza çıkıyor. Peki bu ne demek?

Başlıktan bile rahatsız olan olabilir lakin bu meydanda olan bir hakikat. Kız öğrenciler okul derslerinde ve imtihanlarında erkek öğrencilerden daha başarılı. Bu hakikat, çeşitli imtihan analizlerinde sürekli karşımıza çıkıyor. Peki bu ne demek? Bu netice, bazı kesimlerin iddia ettiği gibi kadınların erkeklerden üstün olduğuna bir işaret mi? Yoksa hesaba katmadığımız parametreler mi var? Bu konuda pek çok kişinin açıklamaları var lakin biyoloji ve eğitim sistemi üzerinden yapılan pek fazla yok. Gelin biz beraber işin biyolojisini ve pedagojisini inceleyerek bu meseleyi irdeleyelim.

Başlıktaki başarılı kelimesi kafanızı karıştırmasın. Erkekler başarılı oluyor, kızlar daha da başarılı oluyor zannedilmesin. Maalesef milyonlarca gencin girdiği imtihanlardan, öğrencilerin çoğu, aldıkları eğitim sürelerinin hakkını veremeyecek kadar kötü neticeler alıyor. Yani soruyu şöyle değiştirsek daha doğru olur: “ Erkek öğrenciler, kız öğrencilerden niçin daha başarısız oluyor?” Aslında soruyu değiştirince cevap biraz ortaya çıkıyor. Eğitim sistemleri öğrencilerin gerçek potansiyellerini açığa çıkartmakta zorlanıyor. Özellikle de erkek öğrencilerin. Biyoloji işte burada devreye giriyor.

İşin Biyolojisi

Kadın erkek eşitliği konusu üzerinde konuşmaya teşebbüs ettiğinizde maalesef linç edilme tehlikesi mevcut. Bu konudaki tartışmalar biyoloji ilminin sınırlarını zorlar dereceye geldi. Fakat hem fizyoloji hem de nörobiyoloji ilimlerinde yapılan ayrıntılı araştırmalar bu eşitliği bozuyor. Her iki cinsiyetin de kendine göre avantajları ve dezavantajları olduğunu ispat eden bir çok makale var. Sadece beyinler üzerine bile “Kadın Beyni, Erkek Beyni” isimli bir kitap var ve baştan sona bu farkları anlatıyor.

“Kız çocuklar erkek çocuklardan daha erken konuşur.” “Erkekler çok iyi dinleyici değildir.” “Kadınların empati kabiliyeti daha fazladır.” “Erkekler üç boyutlu şeyleri daha iyi kavrarlar.” “Kadınlar erkeklerden daha çok konuşurlar.” Bu tarz cümlelerin çoğunu bizzat tecrübe etmişsinizdir. İşte kadın beyni ile erkek beyni arasındaki bu temel farklar, daha anne karnındayken şekillenmeye başlıyor.

Hamileliğin üçüncü ayında erkek bebeklerin büyük çoğunluğu testosteron salgılamaya başlıyor. Erkeklik hormonu olarak bilinen bu hormon bebeğin beyninin sol yarı küresinin gelişimini yavaşlatıyor. Bu hormona ne kadar maruz kalınırsa beynin sol yanının gelişimi de o kadar gecikiyor. Kızların büyük çoğunluğu için beynin iki yarısı da aynı hızda gelişirken erkeklerde sağ soldan önce gelişiyor. Kadın ve erkek arasında sayılabilecek farklılıkların çoğu işte bu lobların gelişim hızları arasındaki farktan kaynaklanıyor. Disleksi ve kekeleme gibi hastalıkların erkek çocuklarda kızlara nazaran 4-5 kat fazla görülmesi bile sol lobun gelişimi ile alakalı.

Beyin gelişimleri daha anne karnındayken bile farklılaşmaya başlayan kızlar ve erkeklerin fizyolojisi de birbirine benzemez. Vücutların yağ ve kas dağılımı cinsiyetle doğrudan ilgilidir. Erkeklerin baldır ve basenleri daha kaslı, kadınlarınki ise daha yağlıdır. Bu da erkeklerin daha uzun süre ayakta kalabilmelerini, kadınların ise daha uzun süre oturabilmelerini sağlar. Sınıfın uslu çocuklarının kızlar olmasına şaşırmamalı. Müze gezileri, tabiat incelemeleri, laboratuvar dersleri daha fazla olsa erkeklerin de aslında “us”lu çocuklar olduğu görülebilir. (Bir öğretmen olarak erkek öğrencilerime, sınıf ortamından ziyade koridorda volta atarken daha rahat ulaştığımı belirtmek isterim:)

İşin Pedagojisi

Ders esnasında öğrencilerden beklenen bir takım davranışlar var: saatlerce oturmak, öğretmeni dinlemek, tahtadaki yazıları deftere geçmek vs… Bu işler “iyi öğrencinin” tarifindeki gizli baharatlardır. Bunları yapmayanlar pek de iyi öğrenci sayılmazlar. Erkekler uslu oturma yarışını kaybettikleri gibi iyi bir dinleyici olma yarışını da daha doğmadan kaybettiler. Beynin konuşma ve dinlemeden sorumlu olan kısımları sol tarafta daha baskın. Yani kadınlar erkeklerden daha iyi dinleyici. Bilgilerin %90’dan fazlasının sözel olarak aktarıldığı derslerimizi düşününce halimize acımamak elde değil. Dersler laboratuvarda veya bahçede, görsellerle işlendiğinde erkeklerin çok daha iyi kavradığı muhakkak. Ama sistem böyle değil.

Şu anda eğitim sistemimizde çoğunlukla öğrencilerin ezber kabiliyeti ölçülüyor. Yani bir meseleyi ne kadar iyi anlayıp yeni şeyler üretebildikleri değil, hocaların vurguladığı bazı yerleri ne kadar iyi hafızalarında tuttukları ölçülüyor. Detayların ön plana çıktığı bu işte de beynin sol yarısı dolayısıyla kızlar daha başarılı. Meseleyi anlayıp problem çözmede başarılı olan erkek beyni yine âtıl kalıyor. 

Erkek zihninin avantajlı olduğu yerlerden biri de yeni bir şeyler üretmek. Bizler yeni şeyler keşfetmekte iyiyiz kızlar ise gördüklerini güzel bir şekilde taklit etmekte bizden daha iyi. Tahtayı deftere geçirmek, güzel yazmak gibi işlerde de gol yiyen erkekler için günümüz okulları, zihnin pek de kullanılmadığı bir yer olarak görülse yanlış olmaz. Ne de olsa erkek beyninin başarılı olduğu konuları çalıştırmakta, okullarımız pek de başarılı değil.

Başarı dediğin nedir ki?

Sizce bir maymunla bir leopar yarışsa hangisi kazanır? Bu soruya, sempati duyduğunuz bir hayvan varsa veya yakın zamanda bir belgeselde ikisinden birisini seyretmişseniz bir cevap verebilirsiniz. Lakin cevaptan önce sizin bir soru sormanız lazım: Ne yarışı? 

Eğer bu iki hayvanı koşu yarışına sokarsak ikisi de koşar lakin leopar kazanır. Eğer bu yarış, ağaca tırmanma yarışı olursa ikisi de tırmanabilir lakin maymun kazanır. Nereye varmak istediğimi anladınız. Başarı dediğimiz şey büyük ölçüde neyi ölçtüğümüzle alakalıdır fakat mevzu insan eğitimi olunca burası gözardı ediliyor. Zihnin potansiyelini keşfetmek yerine birkaç rakam, başarının sembolü oluveriyor. Bunun acısını bütün çocuklar çekiyor. 

Gayri tabii bir şekilde öğretmeye çalıştıklarını, biyolojisi elvermediği için öğrenemeyen insanları başarısızlıkla suçlayan; hareket etmek üzere yaratılmış olan bedenleri, hareket etti diye azarlayan; yorum sorusuna ezberletilen cevabı vermedi diye, yeni fikirler üreten beyinleri yanlış düşünmekle suçlayan; laboratuvarda maddeyi bir kere görse bütün dertleri bitecek öğrencilere, bütün kainatı kelimelerle anlatmaya çalışan bu sistem herkesi mağdur eder. Ama erkekleri daha fazla mağdur ettiği muhakkak.

Rauf Enç

Muallim

6 comments

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

  • her ders istisnasız 2. dakikada dinlemekten 5. dakikada oturmaktan sıkılırdım sebebini anlayamadan 20 sene geçti meğer buymuş

  • Çok başarılı tespitler hocam. Kaleminize sağlık. İnşallah ilmi olarak tüm bunlar göz önüne alınıp, eğitim sisteminin realize edildiği günler de gelir.

    • Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun “Kadın beyni Erkek beyni” isimli kitabında ayrıntılı olarak bulabilirsiniz.

  • benim kafama takılan sadece bizim ülkemizde değil dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde kız öğrenciler daha başarılıymış. Sadece bizdeki eğitimde öğretmeni dinlemek ve dakikalarca oturma olmuyor. Dünya çapında bütün erkek öğrenciler mağdur mu oluyor

Bizi Takip Et!