Kelâmbaz

Merak ve Şeker

Halk arasında şeker içeren gıdaların çocuklara fazladan enerji yüklediğine inanılır. Haylaz denecek kadar hareketli çocuklara şekerli gıda verilmemesi tavsiye edilir. Lakin genellikle bu da sebep-sonuç ilişkisini yanlış kurmaktan kaynaklıdır. İşin aslını anlamak için şekerli gıda ve hareketli çocukluk arasındaki ortak noktayı bulmamız gerekir. Bu nokta ise dopamin‘dir.

Arayıp Bulmaya Teşvik Eden Hormon Dopamin

Peki nedir bu dopamin? Dopamin, beynimizde “ara ve bul” hormonu olarak isimlendirilen bir haz hormonudur. Yani diğer bütün haz hormonları gibi onu harekete geçirecek şekilde davrandığımızda kendimizi iyi hissederiz. Mutluluk hormonu olarak meşhur olsa da bu tarif yanlıştır. Mutluluk uzun vadeli, haz ise geçicidir ve emin olun dopaminin verdiği iyi his çok çabuk kaybolur. 

Dopamin, bizi hayatta tutmaya yarayan her şeyi aramamızı ve bulana kadar çalışmamızı teşvik eden sistemin temsilcisidir. Yani lezzetli gıdaları yemekten, merak ettiğimiz bilgileri öğrenmeye; bir maçta gol atmaktan, çölde su bulmaya kadar “aradığımız” her şeyi bulduğumuzda beynimizin salgıladığı bir mutluluk hormonudur. Aradığımız kelimesi burada anahtardır. Çünkü dopamin salgılanması için aradığımız bir şeye kavuşmamız gerekir.

Dopamin bize kendimizi iyi hissettirdiği gibi zihnimizi de açar. Bilgilerin öğrenilmesini kolaylaştırır. Hayatta kalmamızı kolaylaştıran bir tecrübenin zihnimize kazınması elbette faydalıdır. Merak ettiğimiz bir meseleyi kolayca öğrenebilmemiz de dopaminin yardımıyladır. Neticede “aradığımız” bir bilgiyi bulmuşuzdur. Öğrencilerin okuldaki bilgilerin çoğunu öğrenememe sebebi de aynıdır. Verilen bilgiyi o anda aramıyorsa bulduğunda kendini iyi hissetmesi ve bu bilgiyi kaydetmesi için hiçbir sebep yoktur. 

Şekerli gıdalarda da biyoloji aynı çalışıyor. Şeker ağzımızdan girdiği anda dopamin salgılayan bir beynimiz var. Tatlı yemenin doymakla alakası olmamasının arkasında da dopamin teşviki var. Tatlıyı doymak için değil, kendimizi iyi hissetmek için yiyoruz. Uzun vadede alınan kilolar yüzünden bir yandan da yaşadığımız hüzün, işin içine başka hormonlar da girdiği için oluyor. Lakin bu hüzün, canı sıkkın olan insanların kendini yemeğe, özellikle de glikoz temelli yemeğe vermesine engel teşkil etmiyor. Çünkü anlık olan dopamin yani iyi hissetme ihtiyacı uzun vadeli yağlanmadan daha öncelikli görünüyor. 

Şeker, tabiatta az bulunduğundan ve vücut için kolay enerji kaynağı olduğundan şekerli gıdaları teşvik eden bir mekanizmaya sahibiz. Tabii ki paketli ürünlerle karbonhidrata bu kadar hızlı ulaşamadığımız devirler için çok da zararlı değildi bu sistem. Lakin günümüz dünyasında büyük bir dezavantaj. Çünkü beynimizin mutluluk hormonlarını yöneten kısımlarının, sanayi devriminden ve dünyanın çoğu kesimi için geçerli olan bolluktan haberi yok! 

Gelelim Şu Haylazlara 

Bütün bebekler meraklıdırlar. Büyüdükçe özellikle yürümeye başladıkça çevrelerini çok dikkatli incelerler. Kendince deneylerle dünyayı kavramaya çalışırlar. Her şeyi ağızlarına sokarak tadını, evirip çevirerek şeklini, fırlatıp atarak da sağlamlığını “öğrenirler” Maksatları kesinlikle size veya eşyalara zarar vermek değil öğrenmektir. 3-4 yaşlarına gelince dünyayı tek başlarına da öğrenebileceklerine dair bir öz güven gelişmeye başlar. İşte burada çocukların hangi haz verici hormonu daha baskın olarak arzu ettiklerine göre farklı mizaçlar ortaya çıkar. 

Hareketli çocuklar genellikle, “merak” hormonu olan dopamin bazlı bir zihne sahiptir. Henüz okuma bilmeyen bu çocukların meraklarını gidermenin yolu da ortalığı karıştırmaktır. Eğer çocuğun ailesinde sözlü olarak merakını giderebilecek birileri varsa işi biraz daha kolaydır. En azından o kişilerin yanında daha sakince öğrenebilirler. Okumayı öğrendikten sonra işler daha kolay olur. “Küçükken yaramaz olan çocuklar büyüyünce daha zeki oluyor” sözü halk arasında meşhurdur ve bu gerçeğe işaret eder. Aslında çocukken de zekâsı gayet yerinde olan bu çocuklar, meraklarını oturdukları yerden giderecek kitaplardan mahrumdur. Burada dikkat edilmesi gereken çok ehemmiyetli bir nokta var. Eğer dopamin kafalı çocuklar okuma öğrendiği halde merakını çekecek bir konu ve kitaba kavuşamamışsa işler sarpa sarıyor. Meraklarını okuyarak gideremeyeceklerine dair bir düşünceye kapılıyorlar. Bu sefer dopamin ihtiyacını karşılamak için daha hareketli ve maceralı bir hayata yelken açıyorlar. 

Küçükken bahçedeki ağaçlar “tehlikeli” denilerek keşfetmesine izin verilmeyen, meraklı sorularına “lüzumsuz” denilerek tatmin edici cevaplar alamayan, sevebileceği renkli resimli kitaplar “pahalı” görüldüğünden alınmayan çocuklar, ne yapsınlar? Büyüyünce kendileri “tehlikeli” işler yapan, ailelerine “pahalıya” mal olmuş, vatana millete “lüzumsuz” kişilere dönüşebiliyorlar. “Herkes ektiğini biçer.” atasözü de ziraat ilmiyle değil pedagoji ilmiyle alakalı görünüyor.

Bu “haylaz çocuklar” tabiatları itibarı ile şekerli gıdaya da düşkündür. Özellikle de meraklarının giderilmesine izin verilmeyen ortamlarda! Dopamin ihtiyacını bir şekilde karşılayacak olan bu gençleri bir süre şeker çikolata ile oyalamak mümkün lakin uzun vadede sonu hüsran. Merakı giderilmeyen, istediği her şeyi de yiyemeyen bu gençler,mutsuz ve agresif oluyor. Bunu bastırmak için yapılabilecek kötü alışkanlıkların listesi uzun. Her biri birbirinden kötü onlarca dopamin kaynağı var. Helalden aramalarına ve bulmalarına imkân olmazsa maalesef haramı denemeleri neredeyse kaçınılmaz oluyor.




Eğer bu yazığı beğendiyseniz aşağıdaki yazıyı da okuyabilirsiniz:

Niçin Kitap Okunmuyor?

Rauf Enç

Muallim

3 comments

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

  • Daha iyi anladım, bazı çocukların her teneffüs çikolata alıp yemesini, sanki geçen teneffüs çikolata alan o değilmiş gibi heyacanla kantin sırasına koşuyor.

  • Belki de bir ebeveyn için en zor şey çocuklarının meraklarını doğru yönlendirebilmektir, lakin etrafımız artık o kadar çok dikkat dağıtıcı ile sarılmış ki ebeveynlerin bile merakları başka yönlere kayabiliyor.
    Etraf hâlâ çocuk gibi video oyunları oynayan ebeveynlerle dolu…

  • Allahü Teala razı olsun hocam, rabbim kaleminize, kelamınıza bereket ihsan eylesin

Bizi Takip Et!