Kelâmbaz
Uzak bir Mağrib Memleketi: Fas

Uzak bir Mağrib Memleketi: Fas

2020 Ocak ayında hoş bir Fas seyahati gerçekleştirdim. Bu seyahatimin ardından hem Fas hakkında kısaca bilgi vermek hem de gezdiğim, gördüğüm yerleri Kelambaz’da paylaşmak istedim.

Fas’ın isminden başlayalım; Yıllarca baş şehirliğini yapmış Fes isimli şehrinden dolayı dünyada bu ülkeye “Fas” diyen bir tek biz varız. Avrupalılar Morocco olarak biliyor, Araplar ise Mağribü’l Aksa (En Uzak Batı) diyorlar. Devletin resmi ismi ise el-Memleketü’l Mağribiyye. Türkiye nasıl Doğu ile Batı arasında bir köprü ise Fas da Kuzey ile Güney arasında bir köprü konumunda. Afrika’nın Avrupa’ya açılan kapısı. Bundan mütevellid Türkiye ile ortak çok yönü var. 40 milyonluk nüfusun ekseriyetini Berberiler teşkil etse de sokaklarında kozmopolit bir hava hissediliyor. Ülkede parlamenter monarşi hüküm sürüyor. Kral köklü bir hanedana mensup olan, halk tarafından da sevilen VI. Muhammed. İktidarda ise 1967 senesinde kurulan 1998’de de şu anki ismini alan Adalet ve Kalkınma Partisi var. Partinin logosunda da görüleceği üzere Fas’ta pek İngilizce kullanılmaz, müzelerde bile tabelalar Arapça ve Fransızcadır.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin logosu

Fas’a nasıl gidilir?

Fas’a gitmek için yapmanız gereken ilk iş pasaport çıkartmak. Pasaportunuz varsa, Marakeş, Kazablanka veya Rabat şehirlerinden birisine hemen uçak bileti alabilirsiniz. Zira Fas, Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Takriben 5,5 saatlik bir uçak yolculuğunun ardından Fas’a ayak basıyorsunuz. Seyahat için tavsiye edilen zaman ise bahar mevsimi. Zira yazları çok sıcak ve bunaltıcı bir hava sizleri bekliyor, kışları ise zaman zaman yağmur yağabiliyor.

Kazablanka

Havalimanına iner inmez saatlerimizi 2 saat geri alıyor ve programımıza Atlas Okyanusu kıyısındaki Kazablanka şehrinden başlıyoruz. Fas’ta Kazablanka’ya ‘Daru’l-Beyza’ deniyor, Arapça ‘Beyaz Ev’ manasına geliyor. Mimarisi ve beyaz evleriyle Bodrum’u andırıyor. 4-5 katlı binalar olsa da evlerin ekserisi 2-3 katlı. Okyanus kıyısında limanı olması hasebiyle ticaret hayli gelişmiş. Bu sebeple nüfus artmış ve Fas’ın en kalabalık şehri olmuş. Afrika’nın en büyük 3. borsası da buradadır.

Senenin 10 ayı dolu olan Kazablanka plajları (Fotoğraf Ocak ayında çekildi)

Bir önceki kral II. Hasan tarafından yaptırılan camii, şehrin aynı zamanda ülkenin en büyük sembollerinden birisi. Atlas Okyanusu kıyısına yapılan bu caminin 210 metrelik minaresi, dünyanın en uzun minaresi olma hususiyetine sahip. Mimarı ise aynı zamanda Fas Sarayı’nın da mimarı olan bir Fransız. Osmanlı camilerinde hissettiğimiz ruhaniyeti burada hissedemiyoruz maalesef. Kilise, merasim alanı veya bir avm’yi andırıyor daha çok.

Caminin ortasında halısız bir bölüm.

Marakeş

Fas’ın en çok gezmeye değer şehri hangisi diye sorsanız, cevabım Marakeş olur hiç şüphesiz. Geçmişte uzun müddet başşehirlik yapmış bu şehre, günümüzde de rahatlıkla kültür başşehri diyebiliriz. 17 kilometrelik suruyla, dar sokaklı tarihi eski şehriyle, Cema el Fena meydanıyla, tarihi çarşısıyla kendine mahsus kiremit rengi mimarisiyle Marakeş, insanı farklı dünyalara götürüyor ve popüler kültüre adeta meydan okuyor. 800 yıllık Kutubiye Camii ve minaresi, zeytin ağaçlarıyla çevrili Menara Bahçeleri, rengarenk nebatatıyla Majorelle Bahçesi, Bahia Sarayı, Şifa-i Şerif kitabının müellifi Kadı Iyad, Delâilü’l Hayrat müellifi Süleyman El-Cezûlî ve Kitabü’l İbriz’in müellifi Abdülaziz Debbağ hazretlerinin kabirleri de Marakeş’in mutlaka ziyaret edilmesi gereken mekanları. Fas’ta devlet daireleri, meydanlar, işyerleri vb. yerlerde olduğu gibi türbelerde de Kral ve babasının resminin duvarlara asılması bizi şaşırtıyor.

Marakeş’te Abdülaziz Debbağ türbesi

Fas’ın meşhur Argan yağı ve Fas’a ait diğer nebati ürünlerini Marakeş’in tarihî dar sokaklı çarşılarında bulabilirsiniz. Afrika’daki en hareketli şehir meydanı olan Cema el Fena Meydanı’na (Kıyamet Meydanı) hareket ediyoruz. Cema el fena meydanında bir gece tezgah açmanın ücretinin 150 dolar olduğu ve gece meydandan çıkan dumanın fezadan görüldüğü söyleniyor.

Bir restorandan Cema el Fena manzarası

Bu keşmekeş meydanda çok sayıda seyyar satıcı var ve turist olduğunuzu anladıkları anda peşinize takılıyorlar. Yılan ve maymun oynatıcıları meydanın her yerinde. Meydanda 10 metre önünüze bakmadan yürüseniz muhtemelen bir yılanın üzerine basarsınız. Yılanların fotoğrafını çekenlerden para istiyorlar.

Meydandaki yılan oynatıcıları

Başka sebeplerle de para istedikleri olabiliyor, onun için yanınızda bozukluk taşımakta fayda var. Turist olduğunuzu anladıklarında size yardımcı olmak, gideceğiniz yere kadar götürmek isteyenler illa ki çıkacaktır, görmezden gelin. Sonunda para isteyecektir mutlaka. Bir an için gözünüz birisine çarpsa, para istemesi için kâfi bir sebep. Kına yakan kadınlardan tutun, geleneksel kıyafetli dansçılara, hokkabazdan tutun, şans oyunları oynatanlara ne ararsanız bulabileceğiniz çok renkli bir meydan. Eğer çarşısında alışveriş yapacaksanız, mutlaka ciddi bir pazarlık yapmanız lazım. Çünki müşterinin pazarlık yapacağını hesaba kattıkları için başta en az 3 katı fiyat istiyorlar. Çantanızla gezerken, çantayı önünüzde bulundurmayı tavsiye ederim, hırsızlık vakaları olabiliyor umumiyetle.

Klasik bir Marakeş sokağı

Marakeş’te sokakların dar olmasından dolayı Motorbisiklet, at arabası, merkeb arabası gibi ulaşım vasıtaları sıklıkla kullanılıyor.

Kızıl Şehir Marakeş’in sokakları
Cema el Fena meydanında 5 dirheme(0,5 euro) salyangoz çorbası satan seyyar satıcı

Bahia sarayı pekçok avlusu bulunan, görmeye değer, büyük ve ihtişamlı bir saray. Giriş ücreti 70 dirhem(7 euro). 12 yaş altı 30 dirhem. Saray 40 dönümlük bir alan üzerine kurulmuş. Cema el fena meydanına yürüme mesafesi. Girişinde avlularında süs için çok sayıda portakal ağacı var.

Bahia sarayından bir kare

Rabat

Rabat Fas’ın başşehri. Şuan kralın yaşadığı Kraliyet sarayı burada. Girişinde ve etrafında tarihi kıyafetli muhafızlar nöbet tutuyor. İç avlusuna olmasa bile dış avluya girmek mümkün.

Rabat Kraliyet Sarayı

Son devirde Kral ve ailesi Rabat’ta yaşadığı için ve Kral II. Hasan turistten hoşlanmadığı için onun zamanında Rabat’a az turist geliyordu. Oğlu zamanında Rabat’a turistler daha rahat girip çıkıbiliyorlar artık.

Rabat’ta V. Muhammed’in kabrinin bulunduğu mozoleden tarihi cami kalıntıları ve Hasan Kulesi

Budaya kalesi şehrin tarihi mekanlarından birisi. İçinde küçük bir medina (eski şehir) var. Mavi desenli beyaz mimarisi ve dar sokaklarıyla tipik bir Fas mahallesi.

Rabat, Budaya Kalesi
Budaya Kalesi’nin içi

Fas’ın hemen her şehrinde bu tip Medinalar var. Yeni şehir eski şehrin tarihi dokusunu bozmadan onun etrafına kuruluyor. Rabat’tan Tanca’ya doğru hareket ediyoruz. Tanca’ya giden yolda kilometrelerce uzanan sıra sıra yüzlerce sera var. Rabat’ın da dahil olduğu kıyı ovalarında toprak çok verimli, iklim de müsait olduğu için senede birkaç hasat yapılabiliyor.

Rabat ve Sale şehirlerini birbirinden ayıran Haliç

Tanca

Tanca için bir Avrupa şehri denilse yeridir. Fas’ın kuzeyinde Cebelitarik Boğazı üzerinde kurulmuş bir şehir. Ülkenin Avrupa ile arasındaki köprü konumunda. Fas nasıl Afrika’nın Avrupa’ya açılan kapısı ise, Tanca’da Fas’ın Avrupa’ya açılan kapısı. Meşhur seyyah İbni Batuta’nın kabri ise Tanca medinasının içinde.

İbni Batuta’nın kabri

Her sene Haziran ayında Fas kralı, Tanca şehrine geliyor ve yıllık izne gelen ilk gurbetçi kafilesini merasimle karşılıyor. [Fas ilk başta Belçika’ya, daha sonra Fransa başta olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesine gurbetçi göndermiş] Tanca’dan karşıya geçmek için vapur bileti aldığın zaman 1 sene geçtiğini söylediler. Üzerinde tarih yazsa da çok umurlarında değil, biletin olup olmamasına bakıyorlar yani. Tek kişilik yolcu biletleri 20 euro. Cebelitarık Boğazı’nın en dar kısmı 14 km. 45 dakikalık bir yolculuk sonrası İspanya’nın Tarifa şehrine varıyoruz. Özellikle yaz aylarında feribotlar durmadan karşılıklı çalışıyorlar. İspanya’dan feribotla Tanca’ya gelen birisi Kazablanka-Rabat-Tanca hızlı tren hattı ile rahatlıkla Kazablanka’ya kadar gidebiliyor.

Tanca Limanı’nın terminal binası

Bu gidişimizde Essaouira, Agadir, Fes ve Şafşavan (Chefcahouen) gibi mutlaka görülmesi gereken fakat vaktimiz olmadığı için gidemediğimiz şehirler için inşallah başka sefere diyoruz. Ülkenin tamamını gezmek imkansız gibi. Çeşitli sebeplerden dolayı illaki atlanılan yerler oluyor. Tamamını doya doya gezebilmek için epey vakit ayırmak gerekiyor. Yazı çok uzamasın, tadında bırakalım diyerek her gördüğümüz yeri anlatamıyor, çektiğimiz binlerce fotoğraf arasından uzun düşünmeler neticesinde birkaç tanesine karar verebiliyoruz. Yazının okunmasının ardından ilk fırsatta bir Fas-Endülüs turu yapacağınızı ümid ediyoruz. Bu temennilerle Tanca’dan İspanya’nın Tarifa şehrine giden feribota biniyor ve İspanya’ya geçiyoruz.

Tanca’dan gemi kalkarken

Fas’ta Dini Hayat

Fas Müslümanlarının ekseriyetle tamamı dört hak mezhepten birisi olan Maliki mezhebine mensup. İmam Cuma hutbesinde direğe dayanarak hutbe okuyor ve hutbede Ehli sünnetin alameti olarak 4 büyük halifenin ismini okuyor ve onlara hayır duada bulunuyor. Kıraat farkı da kulağımıza çarpıyor; Fatiha okunurken “mâliki” yerine “meliki”, Yasin-i şerif okunurken “sedden” yerine “südden” gibi. Namaz bitiminde bir defa “esselâmu aleykum” deniliyor ve namaz bitiyor. Kıyamda ise ayakların arası bizden fazla açılarak yanındaki kişi ile birleştiriliyor. İstisnasız her benzinlikte mescid var. Faslılar namazlarını cemaatle kılmaya dikkat ediyorlar. Camiler namaz vakitleri dışında milletin yatması veya siyasî toplantılar yapılması ihtimaline binaen kilitli oluyor. Cemaate yetişemediğimiz, vakit arasında gittiğimiz bir camide Türk olduğumuzu söyleyerek girmek için izin alabilmiştik. Cemaate gelemeyenler ise dükkanlarında veya iklimin mutedil olmasından dolayı kıyıda köşede kılabiliyorlar namazı. Ülkede ayrıca İslami hassasiyetlerden ötürü sokakta açıktan alkol tüketimi yasak.

Abdesti havuzdan renkli küçük kovalarla aldıkları suyu dökerek alıyorlar. Musluk olan şadırvanlarda bile kovaya su dolduruyor yine kovadan abdest alıyorlar. Sebebini çözemedik ama israftan kaçınma olabileceğini tahmin ediyoruz.

Marakeş’te girdiğimiz bir türbenin girişinde Fransızca olarak “Müslümanlardan başkası giremez” yazıyor.
Camilere girerken ayakkabıları koymak için kullanılan uzun ömürlü poşetler. Camilerin tamamında var.
Cami içlerinde ayakkabı koyma kısımları

Fas’ta alakamızı çekenler

  • BİM, LC Waikiki, De Facto, Koton, İstikbal gibi Türk markaları Fas’ın heryerinde. En çok gördüğümüz market ise bir diğer alışık olduğumuz firma Carrefour.
  • Fas’ın suları fosforlu olduğu için tadı size garip gelecek.
  • Erkekler genelde zayıf ve uzun boylu, hanımlar ise tam tersi.
  • Şerif (Hazreti Hasan soyundan) olduğu iddia edilen Kral VI. Muhammed halk tarafından seviliyor. Bu sebeple Fas, Arap baharından çok etkilenmemiş.
  • Batı Sahra Cezayir ile Fas arasında ihtilaflı bir mesele. Fransa’da Sol bir parti iktidarda ise Cezayir’i, Sağ bir parti iktidarda ise Fas’ı destekliyor.
  • Ülkede diğer gelişmemiş ülkelerde olduğu gibi, devlet daireleri ve pekçok yerde duvarlarda hatta türbelerde bile Kralın ve babası önceki kralın resimleri mevcut.
Cema el fena meydanı
  • Fas’ı ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı Kenan Evren.
  • Fas için en eski Arap devleti diyebiliriz.
  • ABD’yi ilk tanıyan ülke burası. Amerika’nın dünyada açtığı ilk diplomatik temsilcilik de burada.
  • Bilinenin aksine hiçbir zaman Osmanlı toprağı olmamış. Komşu ülke Cezayir’in Osmanlı toprağı olması hasebiyle Osmanlı Devleti’yle epey müddet sınır komşusu olmuş. Ama Osmanlılar ve Türkler seviliyor.
  • Dünya yüzündeki ilk üniversite, Fas’ın Fez(Fes) şehrinde bulunan Kureviyyin üniversitesidir. Miladi 859 yılında kurulmuştur.
  • Argan yağı meşhur. Anne karnında kullanmaya başlıyorlar hatta, anne hamileyken kullanıyor.
Marakeş’te Argan yağı imalinde çalışan Faslı kadınlar
  • Senenin 40 günü soğuk geçiyor. 10 gün hafif soğuma 20 gün asıl soğuk ve 10 gün de sıcağa geçiş. (Burada kastettiğimiz soğuk Türkiye’deki -10, -20 derecelerle mukayese edilemez. Hafif soğuk demek daha doğru)
  • Fas denilince uzaktan kurak bir Afrika veya Ortadoğu ülkesi anlaşılıyor olabilir lakin yeterince bitkinin bulunduğu, son derece yeşil bir ülke Fas. Sedir ormanlarının ise en çok olduğu ülke.
  • Ülkenin her tarafı aynı gelişmişlik düzeyine sahip değil. Atlas Dağları ile Atlas Okyanusu arası diğer iç kesimlere göre daha gelişmiş. En gelişmiş şehirler ise Rabat, Kazablanka, Tanca gibi sahil şehirleri.
  • Darıca halk arasında konuşulan lisan, ama yazılı değil. Aslı Berberi olan Fas halkının kendilerine ait ne Arapçaya ne de Latinceye benzeyen yazısız bir dilleri. Devlet Darıcanın da yazılı hale gelmesi için çalışmalar yapıyor şuan. Resmi dil ise Arapça. Mekteplerde Arapça ve Fransızca okutuluyor. Elektrik ve su faturalarının ise bir tarafı Arapça diğer tarafı Fransızcadır.
Mektebin ismi Arapça, Darıca ve Fransızca olarak yazılmış.
  • Osmanlılarda giyilen fesin anavatanı burası. Fes’e tarbuş deniyor. Ama giyen az. İnsanlar daha çok Cellaba denilen ananevi kapşonlu entarileri tercih ediyorlar.
  • Ülkede can güvenliği var. Mahalle kültürünün tesiriyle adam öldürme, cinayet, hapis gibi şeyler yaygın değil.
  • Afrika’nın en büyük tarım fuarı Nisan ayında Fas’ta gerçekleşiyor. Nisan ayında fuarın olacağı hafta otellerde yer bulamayabilirsiniz.
  • Faslılar çok sosyal ve dil kabiliyetleri olan insanlar. Fransızcayı çok iyi konuşuyorlar ve başka dilleri de kolay öğreniyorlar. Pekçok Faslı Fransızca bildikleri için Fransız firmalarına çağrı merkezi personeli olarak home ofis çalışıyorlar.
Geceleri Marakeş sokakları
  • 20-25 bin euroya site tarzında yeni evler satılıyor Marakeş’te. Yine 250 bin dirheme (25 bin euroya) Tanca’da satılık yeni, site tarzı evler gördük.
  • Fas’ta bizdekine benzemeyen naneli ve şekerli bir çay içiliyor.
  • Meşhur yemeklerinin ismi kuskus. Bir Faslının evinde her Cuma mutlaka kuskus pişer. Tajin çömleği de düdüklü tencereye benzeyen Fas’a mahsus bir yemek pişirme kabı. Bizdeki gibi zengin bir mutfakları yok.
  • Rivayete göre Kordon blue ismi Fas kralının yemek yediği salondan mavi kordon gözüktüğü için bu isimle anılıyor.
  • Sokakta çok sayıda salyangoz çorbası, kurbağa ve kaplumbağa satan seyyar lokanta görebilirsiniz.
  • Ülkede portakal ağacı yaygın olduğu için, turistlik yerlerde, özellikle Cema el fena meydanında çok sayıda taze sıkım portakal suyu satan seyyar satıcılar var. Büyükçe bir bardak portakal suyunun fiyatı sudan ucuz diyebiliriz, sadece 4 dirhem.
  • Riad adı verilen avlulusunda fiskiyeli havuz bulunan, ananevi Fas mimarisine göre yapılmış bir otelde kalmadan dönmemek lazım.
  • Yollarda resimde görüldüğü üzre “Kıf” durakları var
  • Mavi taksiler standart 3 kişilik 4. kişi alınmaz. Normal taksilerde ise sınır yok. Fas’ta öne 3 kişi arkada 4 kişi olmak üzere toplam 7 kişinin sıkışarak bindiğini çok defa gördük. Hatta kapıyı dışarıdan birisine rica ederek kapattırıyorlardı. Düğün arabasıyla konvoy geleneği ise bizde olduğu gibi Fas’ta da var.

Fas’a dair gördüklerimi, bildiklerimi elimden geldiğince çok fazla sıkmadan anlatmaya gayret ettim. Önümüzdeki günlerde ise Fas’ın ardından gittiğim İspanya’nın Endülüs bölgesi hakkında buna benzer bir yazı yazma niyetindeyim. Neşredeceğim gezi yazımı buradan takip edebilirsiniz. Selametle…

Cüneyt Apal

Cüneyt Apal

Eğitimci.

cuneytapal@gmail.com

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!