Kelâmbaz
TV Haberlerinin Cemiyet Hayatına Tesiri

TV Haberlerinin Cemiyet Hayatına Tesiri

1960’lı yılların başlarında Mikronezya adalarında intihar neredeyse bilinmeyen bir şeydi. Sonra ilginç bir şekilde intihar oranı artmaya başladı ve 1980’li yıllarda bütün dünyayı geride bıraktı. Bu minik ada ülkesinde yaşayan gençler en ufak problemlerde dahi intihar etmeye başlamışlardı, babasına kızanlar, kız arkadaşından ayrılanlar, anne babasından harçlık alamayanlar vs.

Peki Mikronezya’da ne olmuştu? Sima adlı 17 yaşında bir genç babasıyla tartışmış, kendisini evden atan babasına kendini iple asarak cevap vermişti. Bu olay hem basın yoluyla hem de kulaktan kulağa gençler arasında yayılmış, Sima’nın intiharı, gururu incinen ergenlerin kendilerini ispatlama ritüeli haline gelmişti. İntiharla alakalı şarkıların radyolardan çalınması, buna benzer muhtevada duvar yazıları, tişörtler de gençlerin zihninde intiharı sürekli normalleştiriyordu. Netice olarak, gençler en ufak problemlerde dahi intiharı normal bir davranış olarak görmeye başladılar. Sürekli maruz kaldıkları intihar kavramı, bilinçaltlarında intiharı normalleştiriyordu.

Yaşı yetenler hatırlar, özellikle 90’lı yıllarda taksici cinayetleri furyası vardı. Sürekli taksiciler gasp edilip, öldürülüyordu. Hemen her gün taksici cinayeti haberleri gündemde yer işgal ediyor, taksiciler sürekli yol kapatıp eylem yapıyorlardı. Bütün bunların neticesinde taksici cinayetleri azalmadı, aksine hızlanarak devam etti. Kim bilir, belki de bu haberleri gören gaspçılar başkasının yaptığından cesaret alıp kendileri de taksici gasp edip, öldürdüler.

Tıpkı yukarıdaki misallerde olduğu gibi kötü haberin yayınlanması ile kötü haberin başka yerlerde de tekrarlanması arasında korelasyon olduğunu ispatlayan birçok ilmî çalışma bulunmaktadır. Kamuoyunda bir haberin yayılması, insanların o olayı normal olarak algılamaya başlaması, şüphesiz o vakanın kendisinden de kötü bir hadisedir. Nitekim İslam Alimleri, günahı duyurmanın da ayrıca günah olduğunu belirtmişlerdir. Aleni işlenen günahın tövbesinin de aleni şekilde yapılması gerektiğini söylemişlerdir.

Tecavüz, aile içi cinayet vb. vakaların televizyon haberlerinde ön sıralarda yer alması, ülkenin en büyük gündemi haline getirilmesi tecavüz vb. iğrenç vakaları engellemeyecek tam aksine artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle bu tarz haberlerin kamuoyunda yayılmaması için başta yayın yasağı(adına yasak koymadan da farklı şekillerde engellenebilir) olmak üzere bir çok önlem düşünülmelidir. Yazının girişinde bahsettiğimiz Mikronezya adaları önümüzde canlı bir misaldir. Cemiyet sağlığının korunması basın ve haber alma özgürlüğünden çok daha önemlidir. Başta RTÜK olmak üzere devletin gerekeni yapması gerekmektedir.

Tavsiye yazı:

Kitle Yalan Silahı; Sosyal Medya

Bünyamin Ekmen

Bünyamin Ekmen

Makina mühendisi, müteşebbis. Kelambaz mecrasının imtiyaz sahibi.

Okumayı ve paylaşmayı sever. Burada olmaktan dolayı çok mutlu.

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!