Eşcinselliğe Dair Kafa Kurcalayan Sorular

Bazı insanlarda, bilhassa yaşıtlarımın zihninde “İslamiyet homoseksüellerin fıtratına uymuyor”, “eşcinsellerin suçu ne” gibi sorular görüyorum. Hatta bu yüzden dinden soğuyan tanıdıklarım bile var. Benim de kafamı kurcalamış bazı sorular hakkında gelin beraber düşünelim.

(Not: Heteroseksüel[Karşı cinsten hoşlanan, normal kadın erkek ilişkisi] olmayan, farklı cinsel yönelimi olan birçok ayrı grup ve bu grupların ayrı isimleri olmakla beraber bu yazıda eşcinsel kelimesiyle hemen hemen hepsi kastediliyor.)

Eşcinsellik insanların tercihi midir yoksa doğuştan mı gelir?

Bu soruya farklı cevaplar verilmiştir. Kimileri doğuştan gelir veya bir sebeple tetiklenir derken bazı eşcinseller ise bunun kendi tercihleri olduğunu söylüyorlar. Zaten her eşcinsel aynı değildir. Doğuştan yatkınlığı olan bir kişinin yaşadığı çocukluk travması da sebep olmuş olabilir farklı tecrübeler yaşamak isteyen birinin şehvet ve arzuları da veya başka bir şey. Aslında doğru cevabı bilmiyorum ve ideolojik kaygılarla bu soruya keskin cevap veren insanların da bildiğini sanmıyorum. Ama “kişinin tercihi olmasa bile bu İslama zeval verir mi?” sorusunu konuşmak istediğimden bu yazıda doğuştan geldiğini kabul ediyorum.

Eşcinsel yönelim neden kaynaklanıyor? Niçin bu insanlar öyle hissediyor?

Bilim camiasında bu tür cinsel yönelimlere neyin sebep olduğu kesin olarak bilinmiyor. Mesela en son ateist bilim adamlarından Çağrı Mert Bakırcı’nın evrim ağacı sitesindeki bir makalesinde şunları okumuştum: (Üreme organlarından bahsettikten sonra) “Ancak bu organlar ve bu organlara bağlı olarak salgılanan hormonlar, bu kişilerin ‘nasıl hissedeceklerini’ tek başına etkilememektedirler. Henüz tam olarak bilinmeyen sebeplerle bazı bireyler, eşeylerinin genel özelliklerinden farklı şekilde hissetmesine neden olur. Bu sebeplerin ne olduğunu bilmiyor olsak da potansiyel nedenlerin genetik, hormonlar, epigenetik ve psikolojinin birleşik bir etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Eşeylerin genel özelliklerinden kastımız ise, toplum tarafından “norm” (ya da “normal”) olarak algılanan her türlü görünüm, davranış ve özelliktir.”

Bununla birlikte uzun yıllar NART (Eşcinsellik Üzerine Ulusal Araştırma ve Tedavi Birliği)’ın başkanlığını yürüten Dr. Joseph Nicolosi’nin farklı açıklamaları var. Terapiye gelen eşcinsellerin bazı ortak yaşanmışlıklarından yola çıkarak; çocukluk yıllarında yaşanmış bazı travmalar, baba figürü eksikliği gibi sebeplerden kaynaklandığını ve terapiyle bunu aşan birçok insanın, birçok başarı hikayesinin olduğunu anlatıyor. Dileyen aşağıdaki linklerden kendisiyle yapılan röportaja ulaşabilir. (Birbirinin devamı olan üç video)

Doğada eşcinsellik var mı?

Evet var. Bilim insanları çeşitli hayvan türlerinde eşcinsel davranışları defalarca gözlemlemiştir. İnternette ufak bir aramayla ulaşabilirsiniz. Tabi doğada bir şeylerin olması onu insanlar için normal yapmaz. Nitekim buna mantıkta “doğaya başvurma safsatası” denir. Aynı yunusların leşlerle cinsel tatminde bulunmaları yahut bazen iki üç kişilik gruplarla bir dişiye tecavüz etmeleri veya başka hayvanlara da tacizde bulunmaları bunları bizim için normalleştirmiyorsa eşcinsel münasebeti de bu durum tek başına normalleştirmeye yetmez.

İslamiyet bu insanları cinsel zevk ve tecrübeden mahrum bırakmış olmuyor mu?

Evet, nasıl ki sıradan bir Müslüman evlenmediği takdirde bu zevkten mahrum kalıyorsa veya içki içerek sarhoş olmak gibi haram olan tecrübeleri, zevkleri yaşayamıyorsa yahut anal yoldan ters münasebet gibi şeyler yapamıyorsa, kişi doğuştan öyle olsa bile bu işi yapması yasaklanmıştır. Nesli devam ettirmek gibi bir maksada yaramadığından burada yasak edilen yalnızca bir zevktir ve birçok başka zevk gibi livata da yasaklanmıştır. Zaten livata sırf eşcinsellere değil herkese yani heteroseksüellere de yasaklanmıştır. (Livata: kadın veya erkeğe arkadan yaklaşmak)

Cinsel yönelimleri doğuştan böyleyse eşcinsellerin suçu ne?

Nasıl ki âmâ (görme özürlü) olanlar görememekle, felçli olanlar hareket edememekle, fakir bir ailede doğan insanlar fakirlikle sınanıyorsa bu da onların sınavıdır. Allahü Teala insanları günah veya sevap işleyecek vasıfta yarattıysa da günah işlemeye mecbur etmedi.

Bir Hadisi Şerif:

(Ahir zamanda eşcinseller üç kısma ayrılır: Bir kısmı konuşmak ve bakmakla, diğeri tokalaşmak ve kucaklaşmakla yetinir. Bir kısmı da bu işi bilfiil yapar. Allah bunlara lanet etsin! Tevbe edenin tevbesini Allahü teâlâ kabul eder.) [Deylemi]

Tatbik edilmesi için gereken şartlar göz önüne alındığında böyle yasaklara verilen cezalar bu amellerin meşrulaşmasını, normalleşmesini engelliyor. Ama kimsenin insanların mahremini araştırmaya ve kendi kafasına göre ceza kesmeye hakkı yoktur. Bu insanlara yapılan zulüm de kul hakkıdır. Hikmet ehlinin dediği gibi, “Bu zaman insanlara kızılacak değil acınacak zamandır.”

Bir de şurası var ki, yapılması gereken toplumsal bir ön yargı değil toplumsal bir şuur geliştirmektir. Nitekim bazı insanların günümüz kültüründe nispeten normalleşmiş içki, kumar gibi haramları normal görürken; mesele bir başka haram olan homoseksüellik olunca hoplayıp zıplaması, aşırıya kaçan tepkiler vermesi, doğru olanı yapmak için harekete geçtiklerini değil şuursuzca davrandıklarını gösteriyor.

Eşcinselliği normal görenlere karşı da şunu diyebiliriz. Belki bu dini yasak modern algılarınıza uymuyor olabilir. Lakin her çağda insanların modern algılarına uyan şeyler en doğrusu olsaydı, asırlara damgasını vuran medeniyetler çökmezdi. Dünyanın haline bakınca anlaşılan o ki bu işin meşrulaşmasının zararlı olup olmadığını hep beraber göreceğiz. Ya da bir başka dilde sorayım: Acaba eşcinselliğe verilen tepkiler kültürel evrimin işe yaramaz bir ürünü mü; yoksa eşcinselliği normalleştiren topluluklar bir şekilde elenmiş olabilir mi?

Bir başka Hadisi Şerif:

(Livata mubah sayılmadıkça, gökten taş yağmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]

Tavsiye Yazılar:

Homoseksüelliği Önleme Rehberi

Çocukları Kim Koruyacak?

Lgbt ve Evrim