Kelâmbaz

Şiir: Kabûl…

Hep, kulluk makamı diledim Hak’tan,
Hayra da, şerre de razıyım, kabûl.
Yokluklar içinde, varlık istedim;
Alemler içinde, Âdemim kabûl.

Bir gonca gül gibi yaşamak varken,
Kafesler içinde, zindana kabûl.
Ne gelir elimden, itiraz etsem!
Boyun bükekaldım… razıyım, kabûl.

Onca mümkin anda niyaz ederken,
Seyrine varılan hâllere kabûl!
Belki istidraçtır! hata edersem;
Kemendim elinde hükmüne kabûl.

Nefs perdesi canda, candandan öte…
Elimden tutacak dostlara kabûl.
Ararım bitmeyen sonsuz ümitle!
Sevdaya çıkacak yollara kabûl.

Varılan yollarım bitmez…bilirim!
Sıladan gurbete gitmeye kabûl.
Hiç boyun da bükmem, geri dönmezsem,
Mahsun olan kalbe, hicrânâ kabûl.

Yeter ki gidişim olmaya boşa!
Kem sözde, hor gözde olmaya kabûl.
Bu aciz bedenim, yokluk dilerse;
Gölgeler içinde, gölgeye kabûl.

Yâr kelamı ancak, kalpte bilirken,
Havas içre zehir olmaya kabûl.
Menzili mihnetsiz aşmak lazımken,
Avam üzre zahmet çekmeye kabûl.

Kıyısına bile varmadım yurdun!
Belki kavuşamam, görsem de kabûl.
O alem ki elbet hep aşka vurgun!
Tutkusuz da olsa razıyım, kabûl.

Yâkinim çok ırak; ben ki gafilim!
Hissetsem matlûbu, sezsem de kabûl.
O Vacib ki elbet O’na mecburum!
Canlar ötesinde Canana kabûl…

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!