Cüneyt Apalİstanbul tarih boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. Her yıl milyonlarca turist dünyanın çeşitli yerlerinden bu muhteşem şehri gezmek için geliyor. Kimisi Uzak Doğudan kimisi Amerika’dan kimisi de Orta Doğu’dan gelerek bu güzel şehri görme şansı yakalıyor. Ama ne yazık ki ülkemizde yaşayan pek çok vatandaşımız da bu nimetten mahrum… Bırakın Anadolu’nun bir köyünde yaşayan bir vatandaşımızı, senelerce İstanbul’da yaşayan birisi bile kimi zaman İstanbul’u gezme fırsatına kavuşamıyor.
Peki o kadar zor mu İstanbul’u gezmek? Çok da zor değil. Ama İstanbul’u nasıl gezeceğimizi bilmiyoruz ve maalesef İstanbul’u yeterince tanımıyoruz. Napolyon’un ‘Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu’ dediği şehri biraz tanıyalım.
Günümüzde İstanbul 15 milyondan ziyade nüfusu ve 39 ilçesi olan, her milletten insanın yaşadığı kozmopolit bir metropol. Bu 39 ilçeden çoğu bırakın Osmanlı dönemini, 30 yıl önce bile yoktu. Bazıları üç beş haneden müteşekkil birer köydü. Peki bu kadar kısa bir sürede nereden çıktı bu büyük ilçeler? Şehrin hızlı göç alması ve bunun sonucunda oluşan çarpık şehirleşme diyelim. Vaziyet böyle olunca şiirlere konu olan o güzel İstanbul’un yanında bir de beton yığını İstanbul ortaya çıkıyor.
İstanbul’u gezelim derken bu 39 ilçenin hepsine gidilecek mi?
-Tabii ki Hayır.
Asıl İstanbul şehri, suriçi dediğimiz, şimdiki Fatih ilçesi sınırları.
Hatta Osmanlı zamanında yazılmış bir fıkıh kitabında diyor ki, (İstanbul’dan kayıkla Üsküdar’a giderken, öğle vakti çıkacak olsa, öğleyi oturarak kılması câiz olur). Yani Üsküdar bile İstanbul’dan sayılmıyor. Kartal’ı, Bağcılar’ı, Başakşehir’i siz düşünün.
İstanbul’un gezilmeye değecek 8 ilçesi vardır. Bunlar; Eyüb, Fatih, Beşiktaş, Beyoğlu, Üsküdar, Kadıköy, Adalar ve Beykoz. Hadi Sarıyer’i de sayarsan 9 olur. Boğaza ve Haliç’e kıyısı olmayanları saymadım farkettiyseniz. Çünki bir yeri niçin gezersininiz? Ya tarihi yerleri veya doğal güzellikleri için. Boğaza veya Haliç’e kıyısı olmayan, içerisinde tarihi eserleri bulunmayan, nerdeyse tamamını çirkin görünümlü, çarpık kentleşme neticesinde ortaya çıkan bu semtlerin gezilecek nesi var?
1. gün Eyüp Sultan ve Üsküdar
Bir şehre gelince o şehrin en büyüğü ziyaret edilir. Peki İstanbul’un en büyüğü kim? Eyyüb Sultan hazretleri. Peygamber Efendimizi evinde 7 ay misafir etmekle şereflenmiş büyük sahabe. Önce oraya gidip ziyaret etmek icab eder. Ardından Piyer Loti’ye çıkılır. Osmanlı’nın sondan bir önceki padişahı Sultan Mehmed Reşat Türbesi ziyaret edilir ve türbenin karşısından Haliç vapuruna binilir. Haliç’in o eşsiz manzarası seyredilerek 1 saat içinde Üsküdar’a varılır. Meydanda Mihrimah Sultan Camii ve Yeni Valide Camii gezilir, sonra Şemsi Ahmed Paşa Camii gezilir ardından Kız Kulesinin karşısında eşsiz manzara karşısında çay içilir. Sonra eğer vakit varsa Fethi Paşa korusu da gezilir. Sonra Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri türbesi ziyaret edilir. Dolmuşla Çamlıca tepesine çıkılır.
2. ve 3. gün Fatih
İstanbul’da en fazla gezilecek yer Fatih’tedir. Gezilecek yerler sırasıyla Eminönü, Eminönü’nden tekneyle boğaz turu, Yeni Camii, Mısır Çarşısı, Sirkeci, Gülhane parkı, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, 2. Abdülhamid Han ve 2. Mahmud Han türbesi Nuruosmaniye Camii, Beyazıd Camii, Sahaflar, İstanbul Üniversitesi tarihi kapısı, Süleymaniye Camii, Laleli Camii, Şehzade Camii, Mehmed Emin Tokadi hazretleri kabri şerifi, Fatih Camii, Yavuz Selim Camii.
4. gün Beyoğlu ve Beşiktaş
İstanbul’un ilk camiisi olan Arap Camiinden başlanır ve sırasıyla Galata Kulesi, Kılıç Ali Paşa Camii, Dolmabahçe Camii, Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Yıldız Parkı ve Yıldız Sarayı, Ortaköy Camii, Rumeli Hisarı.
5. gün Kadıköy ve Beykoz
Haydarpaşa Garı, Otağ Tepe, Beylerbeyi Sarayı, Çengelköy, Kuleli Askeri Lisesi, Anadolu Hisarı, Hidiv Kasrı,(burdan sonrası hususi araçla olmazsa gezmesi zor olur) Yuşa Tepesi, Anadolu kavağı, Anadolu Feneri, 3. Köprü manzaralı Poyrazköy,
6 . gün Adalar
Büyükada ve Heybeliada Adalar İstanbul’un gezilecek 2 büyük adası, Kınalıada ve Burgazada’ya gidilmese de olur. Büyükada ve Heybeliada’ya gidince bisiklet kiralanır ve ada gezilir. Gerek adaların büyüklüğü gerekse vapur seferlerinin seyrekliği sebebiyle bu 2 adayı bir günde gezmek zor olsa da, sabah erkenden yola koyulunur ve seri hareket edilirse 2 adayı bir günde gezmek mümkündür.
Biz burada 6 günlük bir program yaptık ama İstanbul’u 6 günde tam anlamıyla gezmeniz mümkün değil. İstanbul’u bilenler bilir, bu şehir de 1 gün de kalsanız, 1 hafta da kalsanız, 1 ay da kalsanız yine bu şehre doyamadan ayrılırsınız. Şair Nedim’in dediği gibi;
Bu şehr-i Stanbul ki bî misl-ü bahâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
İstanbul’da geçen bazı gezi yazılarımız:
Bir tatlı huzur almaya geldik Üsküdar’a
İlyas Ünlü
Emir Ali Demirel
"Genç Vicdânın Sesi"
Çok güzel özetlemişsiniz. Teşekkürler :))